Startupların Ekonomiye Etkisi

Startupların Ekonomiye Etkisi

Arın HÜNLER
Uzman
Yenilik ve Girişimcilik Politikaları Birimi

arin.hunler@izka.org.tr

Ülke ve bölgelerin ekonomik büyümelerine ilişkin teoriler büyümenin boyut ve niteliğini birçok farklı faktöre dayandırmaktadır. 1900’lü yıllarla birlikte artan teorik çalışmaların bir kısmı büyüme tasarruf ilişkisi üzerine eğilmiş, bir kısmı ise teknoloji temeli yatırımlar ile sağlanan tasarrufun büyümeye yol açtığını dile getirmiştir. 1980’lü yıllarla birlikte insan sermayesine, inovasyona ve teknolojiye yapılan yatırımın ekonomik büyümeyi güçlendirdiğine ilişkin teoriler kabul görmeye başlamıştır. Yakın zamanda ise özellikle inovasyon ve teknolojiden yararlanan startuplara yapılan yatırımların, bu startupların hızlı büyümesi neticesinde ekonomik büyüme için kritik bir rol oynar hale geldiği, büyük ölçekli yatırımlar sayesinde bu girişimlerin dahil oldukları ekonomileri domine etmeye ve geliştirmeye başladıkları ifade edilmektedir.(Ergen, 2017)

Teknolojinin kullanımı başta olmak üzere yenilikçi iş fikirleri ile hayata geçen girişimler, bulunduğu bölgede yeni düşüncelerin oluşturulması, yayılması ve uygulanmasını hızlandırmakta, yeni endüstrilerin doğmasına yol açmaktadır. Yeni teknolojileri kullanan sektörlerde verimliliği artıran ve büyüyen sektörler üzerinden ekonomik büyümeyi hızlandıran girişimler, ekonomik faaliyetlerin düzenlenmesinde, istihdam oluşturulmasında ve üretim faaliyetlerinde anahtar faktör olarak görülmektedir. (Önce vd., 2014). Girişimcilik ile ekonomik büyüme arasındaki bu doğrusal ilişki girişimcilerin artmasının ekonomik büyümeyi artırmasına, ekonomik büyümenin artmasının da girişimcilere yeni fırsatlar sağlayarak yeni girişimcilerin ortaya çıkmasına neden olmasına bağlıdır. (Özkul, 2016) Girişimlerin ekonomik büyümeye sağladıkları katkının artması, geleneksel sektörler dışında yenilikçi ve teknoloji bazlı çalışmalar üzerinden hareket etmeleri ve birer “startup” olarak yatırım almaları ile gerçekleşmektedir. Ekonominin küreselleşmesi sonucunda yenilikçi ve yüksek teknoloji odaklı sektörlerde girişimler farklı bölgelerdeki yatırımcılar tarafından desteklenmekte, yatırım almakta ve bu sayede hızla büyüyebilmekte ve önemli ekonomik değerler yaratılmaktadır. Özellikle yatırım almaya açık girişimlerin oluşturduğu bu ekonomik yapı bugün dünya üzerinde birçok ülke ekonomisinden çok daha büyük hale gelmiştir.

Startupların küresel ekonomiye yönelik etkisi yarattıkları mali değerin yanı sıra birçok başka faktörden de kaynaklanmaktadır. Girişimlerin yenilikçi ürün üretimlerinin ekonomik dinamizme katkısı, yaratıcılığı desteklemesi, yeni iş alanları ve dolayısıyla istihdam yaratmaları, yeni rekabet dinamikleri oluşturmaları, topluma yeni bir bakış açısı kazandırmaları ve Ar-Ge’ye verdikleri önem mali değerlerinin yanı sıra önemli bir çarpan etkisi göstererek bütün toplumu ve küresel ekonominin dönüşümünü etkilemektedir. (Startup Jobs Asia, 2015)

Startup Ekonomilerinin Dünya Ekonomisindeki Yeri

Girişimcilik ve startup kültürünün yaygınlaşması dünya genelinde farklı girişimcilik ekosistemlerinin güçlenmesine ve hem dahil oldukları bölgesel ekonomilerde hem de dünya ekonomilerinde belirgin farklar yaratmalarına neden olmaktadır. Farklı etkenlerin katkısı ile bugün birçok ülke ekonomisinden büyük hale gelen farklı startup ekonomileri, yapısal sorunlar yaşayan ekonomik sistem için de kurtarıcı rolünü üstlenmiştir.

Son 10 yıldaki hızlı büyüme ile birçok ekonomiyi geride bırakan küresel startup ekonomileri çeşitli kurumların gündemine girmekte ve incelenmektedir.  Bu çalışmaların en kapsamlılarından biri olan Küresel Startup Ekonomileri Raporu her yıl dünya üzerindeki startup ekosistemlerini baz alarak bir araştırma yürütmekte, bu ekosistemlerin ürettikleri ekonomik ve sosyal değer üzerinden hem bir analiz hem de bir sıralama yapmaktadır. 2020 yılında yayınlanan rapor dünya ekonomisinde startup ekonomilerinin yerini ve ekosistem bazında üretilen değeri ortaya koymaktadır.

2020 yılı itibariyle küresel düzeyde startup ekonomisi büyüklüğü 3 trilyon dolar seviyesine ulaşmış dev bir ekonomi haline gelmiştir. Küresel GSYH’nın yaklaşık 90 trilyon dolar olduğu değerlendirildiğinde sadece startupların bu büyüklüğün %3,5’ine denk gelmesi oldukça dikkat çekicidir. (World Bank, 2019) Yıl içinde yapılan yatırımlar değerlendirildiğinde startuplara sadece 2019 yılında 300 milyar dolarlık bir girişim sermayesi yatırımının gerçekleştiği görülmektedir. Söz konusu rapor tüm dünyadaki girişimcilik ekosistemlerini baz almakla birlikte temelde analizini 4 milyar dolar ve üzerinde bir değere sahip olan ekosistemlere dayandırmaktadır. Bu ayrım tarihsel bağlamda incelendiğinde, bugün ekonomik büyüklük olarak lider ekosistemlerden olan Boston ve New York’un 1990’lı yıllarda 800 milyon dolar, Londra’nın ise 200 milyon dolarlık bir büyüklüğünün mevcut olduğu görülmektedir. Bugün ise toplam yaklaşık 350 milyar dolarlık değerleri ile küresel ekonomiye yön vermektedirler.

Çalışmaların gösterdiği bir diğer husus da girişimciliğin, teknolojinin gelişimi ve ekosistemlerin öneminin kavranması ile yakın zamanda çok sayıda ekosistemin hızlı bir ekonomik gelişim gösterme potansiyeli barındırdığıdır. Şu an 70 olan 4 milyar doların üzerindeki büyüklüğe sahip ekosistem sayısının kısa süre içerisinde 100’e çıkması beklenmektedir. Startup ekonomilerinin belirli ekosistemlerle sınırlı kalmadan büyüdüğünü gösteren bir başka husus da milyar dolarlık değerlemeye ulaşan startup sayısıdır. Buna göre 2013 yılı özelinde sadece 4 ekosistemdeki firmalar milyar dolarlık değerlemeye ulaşmışken 2020 yılında 80 ekosistem içinden milyar dolarlık değerleme alan firma çıkmıştır. (Mandel, 2017)

Dünyada Öne Çıkan Startup Ekonomileri

Startup Genome tarafından hazırlanan Küresel Startup Ekonomileri Raporu dünya üzerindeki startup ekosistemlerini fonlama, performans, pazar erişimi, bilgi, yetenek ve ekosistem içi bağlılık kriterleri çerçevesinde değerlendirmektedir. Bu değerlendirme sonucunda Silikon Vadisi, New York ve Londra ilk üç sırayı oluşturmakta, ilk 30 içerisinde 11 startup ekonomisi dikkat çekici bir şekilde ABD’de yer almaktadır. Bunun dışında 10’u Asya-Pasifik’de, 5’i ise Avrupa sınırlarında, bulunmaktadır. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinin ekonomik büyümesi neticesinde 2012 yılında 6 olan listedeki bölge sayısı 2020’de 10’a çıkmıştır. Avrupa’da ise 5 ekosistem ilk 30 startup ekonomisi listesine girebilmiştir. Bu dağılım küresel ekonominin büyüklüğü ve dağılımı ile startup ekonomilerinin paralel bir gelişme gösterdiğine de işaret etmektedir. Türkiye açısından bakıldığında da sadece İstanbul’un dünya sıralamalarına girebildiği, onun da ancak “gelişen ekosistemler” sıralamasında 16. sırada olduğu görülmektedir.

Sıra Bölge Ülke Sıra Bölge Ülke
1 Silikon Vadisi ABD 16 Berlin Almanya
2 New York ABD 17 Singapur Singapur
2 Londra İngiltere 18 Toronto Kanada
4 Pekin Çin 19 Austin ABD
5 Boston ABD 20 Seoul Güney Kore
6 Tel Aviv İsrail 21 San Diego ABD
6 Los Angeles ABD 22 Shenzen Çin
8 Şangay Çin 23 Atlanta ABD
9 Seattle ABD 24 Denver ABD
10 Stockholm İsveç 25 Vancouver Kanada
11 Washington DC ABD 26 Bangalore Hindistan
12 Amsterdam Hollanda 27 Sidney Avustralya
13 Paris Fransa 28 Hangzhou Çin
14 Chicago ABD 29 Hong Kong Çin
15 Tokyo Japonya 30 Sao Paulo Brezilya
Tablo 1: Startup Ekosistemleri Sıralaması (Startup Genome, 2020)

Türkiye Startup Ekonomisinin Durumu

Türkiye’de startup ekonomisi gün geçtikçe gelişen ve büyüyen bir seyir izlemektedir. Farklı sektörlerdeki ve hem Türkiye’ye hem de tüm dünyaya hitap eden startuplar ile bu startuplara yapılan yatırım sayısı ve miktarı da her geçen yıl artış eğilimi göstermektedir. Covid-19 pandemisi koşullarına rağmen 2020 yılı Türkiye’nin startup ekonomisi için parlak bir yıl olmuş ve Türkiye’de ilk kez bir oyun yazılımı firması (1,8 milyar dolar yatırım alarak) 1 milyar doların üzerinde değerlemeye ulaşmıştır. Benzer şekilde 2021 yılında da 300 milyon dolar yatırım alan bir firma 2,6 milyar dolar değerlemeye ulaşmıştır. Bu yatırımlar Türkiye’de startup ekonomisinin geleceği adına umut vermekte ve ülke ekonomisi içinde startupların önemli bir yer edinmeye başladığını göstermekle birlikte ekosistemin geneline yayılan yatırım tutarları ve sayıları halen sınırlı kalmaktadır. (Startup Genome, 2020; KPMG, 2020)

Türkiye’de startup ekonomisine katkı koyan 2020 yılındaki yatırımların sektörel yoğunlaşmasına bakıldığında toplamda 2,3 milyar dolarlık yatırım yapılmış, bu yatırımlarda ilk üç sırada 2 milyar dolar ile oyun sektörü, 130 milyon dolar ile perakende teknolojileri sektörü ve 60 milyon dolar ile fintech yatırımları öne çıkmıştır. Oyun sektöründe yapılan 1,8 milyar dolarlık tek yatırım göz ardı edildiğinde, yapılan yatırımların küresel ölçekte oldukça mütevazı kaldığı anlaşılmaktadır. Yatırımcı sayıları açısından da değerlendirildiğinde, 2020 yılında tüm Türkiye’de toplam 182 yatırım yapılmış, bunun 40’ı yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu yatırımlar sayı olarak büyük oranda startupların erken aşamasında ve daha düşük tutarlarda yapılmış ancak ilerleyen aşamalarda yatırım sayısı azalmakla birlikte yatırım miktarı ciddi oranda artmıştır. (KPMG,2020)

Türkiye’de 2020 yılı içinde yatırım alan startuplar incelendiğinde, yatırımların 99 girişim ile büyük oranda İstanbul’da yoğunlaştığı, Ankara’nın 16, İzmir’in ise 8 girişim ile İstanbul’u takip ettiği görülmektedir. Diğer kentler ise çok az sayıda yatırım alan girişimlere ev sahipliği yapabilmektedir. İstanbul’un sayısal baskınlığı bölgedeki girişim ekosisteminin de ülke içindeki boyutunu göstermektedir. (Startup Centrum, 2020)

Covid-19 pandemisi koşulları ve makroekonomik gelişmeler göz önüne alındığında, 2020 yılının Türkiye ve özellikle İstanbul girişimcilik ekosistemi için başarılı kabul edilebilecek bir yıl olarak değerlendirilmesi mümkündür. Özellikle yılın son 6 ayında hem pandemiye ilişkin öngörülerin biraz daha netleşmesi hem de pandemi sonuçlarının ileri teknoloji girişimleri için farklı avantajlar ve yeni iş alanları yaratabileceğinin anlaşılması ile startuplara yönelik yatırımlar belirgin bir artış göstermiştir. Önümüzdeki dönemde de yenilikçi alanlarda ileri teknoloji kullanımı başta olmak üzere çeşitli girişimlerin ve yatırımların artması Türkiye ekonomisinin sağlıklı büyümeyi yakalaması için önemli fırsatlar yaratacaktır.

Kaynakça: